Nakış Dergileri

31 Aralık 2013 Salı

Mutlu yıllar! (ve kanaviçe şemalar;)

   Hepimize mutlu, sağlıklı, uzun, bol hobili yıllar diliyorum! Gönlünüzün dilediği her şey gerçek olsun, inşallah!

   Ve sevgili okuyucularıma biraz gecikmiş bir hediye:

10 Eylül 2013 Salı

Kasımpatı zamanı...

   Ben baharların insanıyım ;")... Yaza ve kışa sadece onlardan sonra gelen baharlar için katlandığımı desem yalan olmaz. Gündüz hava hâlâ fazla ısınsa bile havadaki koku şimdiden değişmiş - sararmaya başlayan yapraklardan mı, geceleri bayağı serinleyen topraktan mı, bilemiyorum... "Sonbahar kokusu", sözcüklere dökmeye yetersiz kaldığım, ama beni inanılmaz mutlu eden ve yazın ilk sıcak günden beri beklediğim bir şeydir... Gölgede kaldığımda veya serin bir rüzgâr estiğinde hafif ürperti de acayıp hoşuma gidiyor!.. Ve benim için bu mevsimin ilk habercisi - kasımpatı. Çocukluğumdan, anneannemin bahçesinden tanırım bu papatyalara benzeyen rengârenk çiçekleri. Ve kışa, soğuğa sonuna kadar direndikleri için de çok severim onları.


   Kasımpatı (Latincesi "Chrysanthemum"), beyazdan koyu kırmızıya kadar renk çeşitliliğiyle (bir tek mavi kasımpatı yokmuş) ve irili ufaklı çiçeklerin şekilleriyle kendisine hayran bırakan bir bitkidir. 200'den fazla türü bulunuyor ve çoğu Asya kıtasında yetişir. En az 2500 yıldır bahçelerimizi süsleyen bu bitki Çin'de M.Ö. 550'li yıllarında yetiştirilmeye başlanmış. Çin'den Japonya'ya geçip ülkenin simgesi haline gelmiş. Avrupalılar ise kasımpatıyla 17. yüzyılda tanışmışlar.
   Bazı türleri yenebilir, bazıları tıpta kullanılırmış... Kapalı mekanlarda yetiştirilenler var, gece donlarına dayanıklı bahçe türleri de... Tek tük küçücük çiçekleri açan "vahşi" türleri var; bahçelerde büyük toplar görünümlü, 1-2 ay boyunca durmadan çiçeklenen çalı türleri de...
 
   Aslında kasımpatı - nazlı bir bitkidir.
   Hastalıklar ve haşarat onu çok sever.
  Ilık, güneşli (günde en az 5 saat güneş gören) yerleri ve hafif, organik maddeler açısından zengin, geçirgen, pH 5,5-7,0 arası toprakları sever.
   Suyun fazlası kasımpatı için ölüm demek, kuraklığa ise acayip dayanıklıdır.
   Sonbaharda toprak değişimlerine katlanamıyor, bütün yer/saksı değiştirmelerini ilkbaharda yapmak lazımmış. Ama Ankara'da kasımpatı hep sonbaharda satılır :(  Bu güzellerin gelecek yıl da yaşamasını isterseniz, aldığınız saksı ve toprakta bırakın. Havalar soğuduğunda ve çiçekler solduğunda ise bütün dalları kesip atın ve soğuk, ama ısısı sıfırın altına düşmeyen bir balkonda/odada bekletin. Arada bir az bir sulamayı unutmayın, hepten kurumasın. İlkbaharda açık havaya, güneşe çıkarın ve toprağı/saksıyı değiştirin (gerekirse). Yeni sürgünler çıktığında 10-15 günde bir besin vermeye başlayın.
   Haziranda çıkan ilk tomurcukları açmadan koparırsanız bitki ağustos-eylül aylarında daha çok güçlü ve bol çiçek açacaktır.
  3 senede bir kökleri bölmek ve bitkinin bahçedeki yerlerini/topraklarını değiştirmek gerekir.
   Kışın başında dışarıda kalan kasımpatılar köküne kadar budanıp üstleri çam kabuğu ve iğneleri veya samanla ve toprakla örtülmelidir.
   İlkbaharda kolayca çelikle çoğaltılır.
  

   

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Martin Zusak - Hiç Kimse Sıradan Değildir

   Son derece garip bir kitap, yazarın kullandığı dilden olsa gerek - sade, konuşurken nasıl bir dil kullanıyorsak, nasıl cümleler kuruyorsak, bazen birbirinden kopuk, öyledir... Çok sonradan bütün olayların Avustralya'da geçtiğini idrak etmişim, nedense bunu da çok garip bulmuşum... (Hani, genelde Amerika ya da İngiltere oluyor ya) Ne zamandır görüyordum kitapçı raflarında, kapaktaki büyük kırmızı HİÇ sözcüğü de ilgimi çekmişti. Ani bir kararla alıp okumaya başladım... Daha birinci sayfadaki olaydan beğendim kitabı...
   Sıradan, gelecekten hiçbir beklentisi, hayata dair hiçbir plânı olmayan bir genç Ed Kennedy. Hayatın her günü aynı - taksicilik, aynı arkadaş grubuyla akşam buluşmaları, yüzeysel ama kimseyi rahatsız etmeyen ilişkiler, umutsuz, geleceği olmayan aşk ... Ama bir banka soygununda yaptığı düşüncesiz kahramanlık yüzünden bir süre sonra garip, rahatsız edici bir olay dizisine çekilmiş oluyor. Ve hayatı artık aynı, sıradan olmuyor... Hayata bakış açısı, arkadaşlarla ve annesiyle ilişkileri değişiyor...

Martin Zusak'ın Türkçeye çevrilmiş bir kitabı daha varmış - "Kitap Hırsızı". Konusu tamamen farklıymış, ama anladığım kadarıyla "Hiç"ten daha ilginç bile. Eh, gene kitapçıya yol göründü ;") ...

14 Mayıs 2013 Salı

Vitray cam çiçekleri (kanaviçe şablonları)

 
   Bu harika vitray camlara benzer çiçekler ve bir sürü daha kanaviçe şablonu Bulgar kanaviçe ve goblen tasarımcısı Stoyanka Ivanova'nın sitesi "Solaria Gallery"den ücretsiz olarak indirebilirsiniz. Çiçekler çok büyük değildir - sadece 65'e 88 çarpı, ortalama 15 farklı renkte (projeye göre biraz değişebilir) DMC ipliklerle işlenmiş.
   İndirmek için resimlerin üstüne tıklayın, açılan küçük pencerenin sağ tarafında, ortaya doğru "Download PDF Pattern" butonu var.

12 Mayıs 2013 Pazar

Tüm Annelerin Günü Kutlu Olsun! Happy Mother's Day!

   Dünya'daki tüm Annelerin Günü kutlu ve mutlu olsun! Tüm Anneler çocuklarının sağlıklı, başarılı ve mutlu olduklarını görsünler. Anneler için bundan daha büyük bir hediye olur mu bilmem. Bence olmaz...



28 Nisan 2013 Pazar

Kanaviçe Dergisi 29. sayı

   Her zamanki gibi birbirinden güzel projeler var bu sayıda.




* Yanılmıyorsam, geçen sene Kanaviçe dergisi güzel bir kampanya yapmıştı - 3 dergi 10 liraya satılıyordu hobby mağazalarında. O zaman bu fırsattan istifade ederek şimdiye kadar çıkmış ve bende olmayan tüm sayıları alıp Kanaviçe dergisi koleksiyonumu tamamladım. Tüm sayıları da güzelce yaptığım dergiliklere yerleştirdim, ama şimdi bir sorunum var: benim ya da arkadaşlarımın bir proje bulmamız gerekirse bu dergilerde, hepsini çıkarıp tek tek içindekiler bölümlerini incelemek zorunda kalıyoruz. Bu angaryadan kurtulmak için, zaman buldukça birinci sayıdan başlayıp bütün projelerin "envanterini" çıkarmaya karar verdim. Bu şekilde istediklerimi bulmam kolaylaşır... Bu sayıyla başlıyorum.
   Belki kanaviçe seven blog misafirlerimin de işine yarar - sadece beğendikleri projenin yer aldığı sayıyı satın alabilecekler. İnternet üzerinden satış yapan kitapçılarda eski sayılar bayağı indirimli fiyatlara satılıyor...


31 Mart 2013 Pazar

Bir kanaviçe kalp daha...

    Şubatta ilk defa çarpı işi bir kalp işlemiştim, çok sevdiğim AMAP tasarımlarından... Martta da devam edeyim dedim. Küçük projeler hızlı işleniyor, bıktırmadan bitiyor...
   Bu kalp tasarımı da ilk görüşten âşık olduğum bir şeydi. Çizgi çizgi desenine bayılmıştım... 7 Mart gecesi, uyku tutmayınca, ani bir kararla işleyeyim dedim ve hemencecik de işe koyuldum. Evdeki iplik stoklarımdan DMC 815 çıkmadı, Anchor'un "muadili" olan 22 numaralı rengi ("burgundy") kullanmak zorunda kaldım. Renkler tam olarak birbirinin aynısı değilmiş, bayağı bir ton farkı varmış (sonradan kontrol ettim). Birkaç günde (sadece akşamları işleyebildiğim halde) bitti, iki buçuk hafta da fotoğraf çekilmeyi bekledi...


   Austrian 1 adını taşıyor.  "coeurs de Bleu de Chine" (coeur "kalp" demekmiş, Fransız tasarımcıları aşkına Fransızcayı da sökeceğim bu gidişle ;") ) koleksiyonundan, ki ben hepsine âşığım... Bu kalp tasarımını Just Cross Stitch dergisinden aldım. 18 ct. kırık beyaz (= antique white) etamin üzerine 2 iplikle işledim. Daha sonra bu motifi kullanarak yastık yapmayı düşünüyorum...

   Ankara'da bugün hava harika olacakmış... Herkese mutlu, bol güneşli, sakin bir pazar günü geçirmesini dilerim! 

21 Mart 2013 Perşembe

Saksı değiştirme zamanı...


   İlkbahar resmi olarak başladı!.. Hani biz 1 Martta baharın gelişine seviniyoruz ya, meğerse astronomlar baharın geliş tarihi olarak ayın birini değil de ayın 20 veya 21'ini belirlemişler ;) Bugün gündüz ve gece birbirine (neredeyse) eşitmiş. Havalar pek güzel, güneş de arada bir bulutların arkasından yüzünü gösteriyor. Fırsat bu fırsat diyip bir haftadır her boş dakikamı bitki-tohum-çiçekle uğraşarak geçiriyorum. Neler mi yapıyorum?.. Birazcık anlatayım...

   Kışın bitkilerim ya neredeyse hiç büyümemiş ya da çok cılız ve rengi fazla açık yeni dallar çıkarmış oluyor. Kaloriferler sıcakken fazla ısı ve düşük nem oranından da nasibini alıyorlar - bazıların yaprak uçları kurumuş, bazıların yaprakları hepten dökülmüş... Mart ayında güneş bolluğu ve artan hava sıcaklığı evde yetiştirdiğimiz bitkileri uyandırıp hızlı bir şekilde büyümeye teşvik eder. Bu yüzden de şimdi tam bakım yapma ve saksı değiştirme zamanıdır.  Zamanını kaçırırsam ve gerekli bakımı ve saksı değişimini yapmazsam, bitki çiçek açmaya ya da "tam gaz" kök ve üst kısmını geliştirmeye başlayacağı için sonbaharı beklemek zorunda kalacağım. Yani, bitkilerim yazı küçük gelen saksıda bakımsız bir Tarzan gibi geçirecek, bütün güzelliğini gösteremeyecek ;) ...

   Çiçek bakımı için şunları yapıyorum:
- Hiç acımadan bütün kuru veya sararmış yaprakları kesiyorum. Sararmaya veya kurumaya başlayan yaprakları da koparmakta fayda var - bir kere başlamış sararma-kuruma durdurulamaz; haliyle er geç tamamıyla "bozulacak" yapraklardan ne kadar erken kurtulursak, bitki o kadar erken bütün gücünü sağlıklı yapraklara verir. Bütün kışı sıcak ve kuru salonda geçiren ve bu yüzden acınacak bir durumda olan salon tüllerimi (asparagus) ve aşk merdivenlerimi ise hepten "tıraşlıyorum" (yeni dallar daha güzel ve gür çıkacak, tecrübeyle sabit).
- Parazit-bit kontrolünü yapıyorum. Kışın kuru hava yüzünden yaprak biti ve toprakta yaşayan adını bilmediğim minik siyah sinekler genelde çoğalır. Yaprak sararmasının ve bitkilerin hastalıklı gibi durmasının nedeni de bu zararlılar olabilir. Eğer yapraklarda (ya da daha çok yaprakların alt kısımlarında) böcek, toz veya iplikçikler/örümcek ağı gibi bir şey varsa - "hastalıklı" bitkileri balkona taşıyıp ilaçlıyorum. İlaçlanmış bitkileri tekrar içeri almadan önce ılık suyla yıkıyorum, çocuklara ve evcil hayvanlara ilaçtan zarar gelmesin diye.
- Gerekirse, saksı ve toprak değiştirme yapıyorum. Bitkinin buna ihtiyacı olup olmadığını anlamak çok kolay: bitki kökleri saksının alt deliklerinden çıkmaya başladıysa, saksı "küçük" geliyorsa (yani, kökler toprağın üstüne çıkmaya başlamış ve toprak azalmış gibi), saksıyı ters çevirip hafifçe dibine vurduğumda bitki toprakla beraber kolayca çıkıyorsa ve topraktan çok kökleri görüyorsam (bu durum sağdaki resimde görülüyor).
- Sulamayı biraz arttırıyorum. Toprak artık daha hızlı kuruyor, bitkilerin çoğunu 2 günde bir (ama gene de elle toprağın kuruyup kurumadığını kontrol ederek) suluyorum.
- Besin vermeye başlıyorum. Bunun için martın başından itibaren 1-2 haftada bir sulama suyuna biraz bitki besini katmaya başladım. Yapı marketlerinin bahçe reyonlarında satılan bitki besinlerini kullanıyorum.


Not: "Saksı değiştirme nasıl yapılır?" sorusuna çok güzel ve bol fotoğraflı cevap burada. Ekleyebileceğim sadece bir şey var - makalede kök fazlalığın kesilmesinden (örneğin alt kısımdaki "kuş yuvası"na benzeyen kök birikimi) bahsediliyor. Bazı bitkiler, kökler en hafif şekilde bile hasar gördüyse, hızlı bir biçimde ölüyorlar, maalesef. Yani, canlı köklere dokunmadan önce o bitkinin bu işleme uygun olup olmadığını bilmekte fayda var.  

10 Mart 2013 Pazar

Yabancı kanaviçe dergileri 1

   Çarpı işi 2010'dan beri hobilerim arasında yer alıyor. Bu işe de biraz dergiler sayesinde başladım, bu yüzden bugün biraz bu dergilerden bahsetmek istiyorum...
   "İlk göz ağrım" - Kanaviçe Dergisi'dir. Ankara'daki bazı kitapçılarda ve el işi dükkânlarında rastladığım ve  bütün sayıları aldığım tek Türk kanaviçe dergisi. Belki başka kanaviçeyle ilgili dergiler de var memleketimizde, ama hiç rastlamadığım için gözümden kaçmıştır, bilemiyorum...
   Yabancı kanaviçe dergileriyle tanışıklığım ise daha sonradan, İnternet sayesinde oldu ve bazılarını çok sevdim. Bu süre zarfında anlayabildiğim kadarıyla kanaviçe dergileri konusunda en uzmanlaşmış ülkeler İngiltere ve Fransa'dır. Bu ülkelerde çıkan ve kanaviçe nakışını konu alan dergi, kitap ve periyodik broşür sayısı bir hayli yüksektir. Bu dergilerde yayınlanan projeler de en basit, 1-2 saat içinde bitirebileceğinizden  büyük, ancak birkaç ayda işleyebileceğiniz projelere kadar geniş bir çeşitlilikte... Ardından, sanırım, İtalya, İspanya (ya da Portekiz - dillerini pek ayırt etmediğim için hangisi olduğundan emin değilim), Almanya ve ABD geliyor. Muhakkak, başka ülkelerde çıkan kanaviçe dergileri de vardır, ama onlar hakkında pek bir şey bilmem.
   Önce İngilizce olarak yayınlananlardan başlayayım (sıralama tercihlerime göre değil, alfabeye göre yapılmıştır) :

   "Antique Sampler Stitcher Magazine"  - birçok kitabı yayınlanmış Lesley Wilkins isimli bir blackwork ve antik sampler tasarımcısı tarafından yürütülen bir çalışma. Derginin içeriği adından da anlaşılıyor zaten. Sayılarından birinde Türk kanaviçe ve blackwork tasarımcısı Banu Demirel'in projesi yer aldı.
   Abone olduğunuzda bu derginin sayıları dijital olarak indiriliyor, yılda 6 sayı çıkıyor. 2008'den bu yana 29 sayı çıkmış, eskiler de ayrı ayrı satın alınabiliyor. Aynı tasarımcının sadece blackwork ile ilgili bir dijital yayını daha var - "Blackwork Magazine", o da yılda 3 defa çıkıyor. Toplam 11 sayısı mevcut.

   "Cross Country Stitching Magazine" (CCS) - ABD'de 1989'dan beri çıkarılan ve "country style" ve "quaker style", yani Amerikan köy tarzı projelere yer veren bir dergidir. Bütün projeleri tasarımcı Linda Coleman tarafından hazırlanıyor (kendisi ünlü Jeremiah Junction, Inc. kurucusu ve sahibesi oluyor).
   Dergi 2 ayda bir çıkar, genelde 10-15 çok renkli ve ilginç proje içerir. Şimdiye kadar toplam 140 sayı civarında çıkmıştır. Neredeyse tüm sayılarda yer alan projeleri bu sayfada görebiliyoruz. Uluslarası abonelik siteden yaptırılabilir, ayrıca bazı eski sayılar da satın alınabilir. Sitede bir sürü daha nakışla kullanılabilir ıvır zıvır satılıyor.

   "Cross Stitch Crazy", "Cross Stitch Gold", "The World of Cross Stitching","Cross Stitch Card Shop",  "Cross Stitch Favourites", "Enjoy Cross Stitch" - aynı yayınevinin İngiltere'de çıkardığı birkaç dergi. Projeleri, minicik bir çiçek-böcekten devasa tabloya kadar çeşit çeşit... Üye olduğunuzda bir sürü küçük projeyi bedava indirebilirsiniz siteden. "The World of Cross Stitching" - aralarında en eski ve bence en güzel dergidir, mart ayı itibarıyla toplam 201 sayı çıktı. Kanaviçe Dergisinden de tanıdığımız birçok tasarımcı çalışmalarıyla bu dergilerde yer alıyor. Her dergiye ayrı ayrı abone olunabiliyor (hediyeli!) ya da "chart shop"tan ayrı ayrı projeler satın alınabiliyor.

   "Cross Stitch Collection" ve "Cross Stitcher" da İngiltere'de yayınlanan dergiler. İlk derginin şimdiye kadar 220 , ikincisinin ise 263 sayısı çıkmış. Kendi sitesinde geriye dönük 10-20 sayı digital olarak satın alınabiliyor. Buradan bedava küçük projeler indirmek mümkün. "Cross Stitcher" dergisinin uluslararası aboneliği mevcut. "Cross Stitch Collection" için kendi sitesinde herhangi bir abonelik bilgisi bulamadım, ama Amazon'da abone olmak mümkünmüş, sayıları göndermek için posta masrafı da alınmıyormuş. (Amazon'un bu dergi aboneliği işini yeni öğrenmiş oldum)


   "Embroidery & Cross Stitch Magazine" 20 yıldır Avustralya'da yayınlanan ve her türlü el işi projelerine yer veren bir dergiymiş. Sanırım, kendi sitesi yok.
  Buradan 6, 12, 24 ay için abone olunabiliyor - gri çubuk üzerinde "show international pricing" yazısını tıklarsanız uluslararası abonelik ücretini görebilirsiniz ("International delivery" yazılı satırlarda).

   "Just Cross Stitch Magazine" 1983'ten beri ABD'de yayınlanıyor. 2 ayda bir, yılda toplam 7 sayı (özel yılbaşı sayısıyla beraber) çıkıyor. Projeler genelde bayağı büyük ve çok renklidir, uzmanlık gerektirir.
   Kendi sitesinde uluslararası abonelik yapılmıyor. Abone olmak için gene Amazon kullanılabilir.

   "New Stitches Magazine" İngiltere'de 1992'den beri Mary Hickmott isimli bir tasarımcı tarafından yayınlanıyor. Dergide sadece birbirinden güzel kanaviçe tasarımları değil, başka el işi nakışları da yer alıyor. Her ay çıkan bu derginin mart ayı itibarıyla 239 sayısı mevcut. Eski sayıların çoğunu ya da ayrı ayrı projeleri satın almak da mümkün. Buradan da birkaç bedava proje indirilebiliyor.

   "The Gift of Stitching" 1996-2012 arası digital olarak yayınlanan Avustralya menşeili bir dergiydi. Bu dergide küçük büyük, harika tasarımlar (çoğunlukla sampler) yer alıyordu. Buradan 2006-2009 yıllarında yayınlanmış eski sayıları CD olarak satın almak mümkün.

   25 mart 2013. Yeni bulduğum (daha doğrusu hatırladığım) bir dergi daha:

   "Cross-Stitch & Needlework Magazine" ABD'de 2 ayda bir çıkan bir kanaviçe ve el işi dergisidir. Farklı seviyelerdeki kanaviçe sevenlere hitap eder. Dergide büyük küçük çok hoş tasarımlar yer alıyor. Çarpı işinin yanı sıra diğer nakış türleri de sıkça kullanılıyor. Toplam kaç sayı olduğu ve ne zamandan beri yayınlandığı konusunda bir bilgi bulamadım, ama araştırma yaparken 1999'da çıkan sayılarla karşılaşmıştım. Uluslararası abonelik ücreti 39.99 dolar (1 yıllık = 6 sayı), bu sayfadan yapılabiliyor (ilk sayı abonelik işleminden 5-6 hafta sonra eline ulaşıyormuş). Şuradan birkaç bedava proje indirilebiliyor. Online mağazası da var.

Böylece İngilizce dergiler listesi bitti. Kaçırdığım bir dergi varsa yorumda yazın, lütfen, - onu da araştırıp listeye eklemeye çalışırım.
Diğer dillerdeki dergiler hakkında yazım birkaç haftaya... ;)

17 Şubat 2013 Pazar

Şubat bahane, kanaviçe kalpler şahane!..

   Romantik biri değilimdir (gerçi "Eşkıya"yı en az on sefer seyretmeme rağmen filmin sonuna doğru hâlâ salya sümük ağlamaya başlıyorum, ama bu sinirlerin bozuk olduğunu da gösterebilir, değil mi?). Fakat bazen o kadar güzel kanaviçe kalp desenlerine rastlıyorum ki, romantizmden uzak biri olsam da sırf kanaviçe aşkına işlemek istedim... Şubat ayını da bahane ettim bu isteğime ;)


   Bu kalp da o örneklerden bir tanesidir. İlk bakıştan vurulduğum bir projeydi, onu hemen "bulunacak-ve-işlenecekler" listeme eklemiştim... Harika da olmuş... 2 kat DMC Color Variation iplikle (renk 115, ebruli kırmızı-bordo) 18 ct. beyaz etamin üzerine işledim. Bu proje, sampler üzerine uzman olan AMAP'tan. Fransız zarafetinden belli oluyor menşei... ;)

   Bu projeden sonra ani bir kararla her ay bir kalp işlemeyi kafama koydum. Hızımı alamayıp iki tane de yapabilirim... Bunlar ne olacak (tablo mu, başka bir şey mi?), ne için işleniyor gibi zararlı fikirlerden de uzak duracağım,.. hele işlensin, hazır olsun,.. güzel kullanım fikirleri sonradan da gelebilir...

7 Ocak 2013 Pazartesi

Kanaviçe Dergisi 28. sayı çıkmış


Tuva Yayıncılık sitesindeki bilgilere bakılırsa, bu sayı 25 Aralıkta çıkmış, ama ben daha bugün iş çıkışı kitapçıya uğrayıp aldım. Derginin küçük bir yıl dönümü varmış - 7. yayın yılını bitirmiş. Galiba ülkemizde bu kadar uzun zamandır çıkan başka bir kanaviçe dergisi hiç olmamıştır (tabii ki yanılıyor da olabilirim ;). Gene ilginç, çok renkli projeler var bu sayıda. Kırkyama görünümlü yastık favorim (hem kırkyamayı çok sevdiğim, hem Jeremiah Junction projelerini hatırlattığı içindir)...



6 Ocak 2013 Pazar

Ken Grimwood - Sil Baştan

   Bugünkü aklınızla ve bilginizle 18-20 yaşında olduğunuz günlere dönme ihtimaliniz olsaydı, kabul eder miydiniz? Böyle bir fikir aklınıza hiç geldi mi? Ya da nasıl bir şey olabileceğini hiç zihninizde canlandırmaya çalıştınız mı?.. Biz arkadaşlarımla son 10-15 sene içinde şakayla karışık birkaç kere böyle bir şeyi konuşmuş olduk, nasıl daha akıllı seçimler yapabileceğimizi, daha iyi hayat kurabileceğimizi düşünerek... Ama bu kitabı okurken ben hayatını tekrar tekrar yaşama fikrini korkunç bulmaya başladım... 
   Kurgusu çok değişik geldiği için okumayı 2-3 akşam içinde bitirdim. İlk başta biraz zorlandım, ortalara doğru sardı, merak etmeye başladım... Sonunda bu tekrarların bir açıklaması olacağı fikrine kapılmışım (ki öyle bir şey olmadı), hatta kitabın bir yerinde sanki geliştirilmemiş, unutulmuş bir olay vardı, gereksiz ayrıntılar da eksik değildi ama gene de zevkle okudum... Kitabı okuduktan sonra İnternette biraz araştırdım ve hakkında birkaç ilginç şey buldum: Yazar 2003'te 59 yaşındayken geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmiş, ölmeden önce kitabın devamı üzerinde çalışıyormuş. Sil Baştan (orijinal adıyla Replay) Türkiye'de ocak 2010'da ilk defa yayınlandığı halde aslında 1986'nın sonuna doğru yazılmış ve 1987'de ilk defa basılmış bir kitapmış, yani neredeyse 25 senelik. Ve hâlâ ilgiyle okunuyor. Neredeyse ilk basıldığı tarihten itibaren film çekileceği konuşuluyor, ama nedense hâlâ çekilmemiş... 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...