Nakış Dergileri

29 Aralık 2011 Perşembe

Kanaviçe dergisinin 25. sayısı çıkmış.

   Ocak-Mart 2012 olarak çıkarılan bu sayıda gelincikli masa örtüsü ve tablo, narbülbüllü yastık, bahçe temalı sampler tablo, çok ilginç Crewel desenli bir sürü proje (2 yastık, perde, masa örtüsü, tepsi ve yatak takımı), bir de blackwork tarzında bir tablo ve 2 kilim desenli yastık yer alıyor. İlgilenenlere duyurulur ;)

26 Aralık 2011 Pazartesi

Kanaviçeye başlarken bilmemiz gerekenler 3. İğneler

Bu hafta sonu nakış hastalığına yeni yakalanmış bir arkadaşım misafirliğime gelmiş, yanında da işlediği projeyi getirmişti. 16 count etamin üzerine çok güzel (ve hâlâ gözümün kesmediği büyüklükte ve renk sayısında) bir bahçeli ev manzarası. Fakat hemen farkettiğim, hatta kendimi tutamayıp biraz da gülümsediğim bir mesele gözüme çarptı - iğnenin kalınlığı. İğne o kadar kalınmış ki, kumaşın gözeneklerinden zor geçiyormuş... Oradan işte aklıma geldi - başlayanlar için kumaşın "count"u ve iğne numarası bir arada pek bir şey ifade etmez ki! Halbuki işi çok kolaylaştıran küçük bir bilgi:

   Elde nakış işleyenler için 2 tür iğne vardır - yuvarlak uçlu (round end) ve sivri uçlu (sharp end).

   Çarpı işi çalışırken yuvarlak uçlu iğneler kullanılmalıdır. İğnenin uçları yuvarlak olunca kumaşın ipliklerine zarar vermez, onları bölmez. Ayrıca sizin de ellerinize batmaz. Ambalajın üzerinde Tapestry Needles ya da Cross Stitch Needles yazar, üst kısımda da "round end - bout rond" (farklı dillerde "yuvarlak uç") diye bir yazısı ve rakam olarak gösterilmiş iğne numarası mevcuttur.  Ankara'daki el işi dükkânlarında, hatırlayabildiğim kadarıyla, 2 farklı marka nakış iğnesi satılıyor - DMC ve Milward (Coats). İkisi de çelikten yapılmıştır. DMC'nin fiyatı sanki biraz daha fazlaydı (ama emin değilim). Ben şahsen hep DMC iğnelerini kullanırım ve çok memnunum. Kırılmıyorlar, kumaşta iz veya parmaklarda kirlenme yapmıyorlar, hiçbiri de kararmadı şimdiye kadar. (Kalitesiz iğnelerde bütün bu sorunlar yaşanabilirmiş.)

çarpı işi iğneleri, no: 28

   İğne numaralarına gelince: numara ne kadar büyükse, iğne de o kadar küçük oluyor. Aşağıdaki resimde soldan sağa: 28 numara (en küçüğü) - 26 numara - 24 numara - 22 numara - 20 numara - 18 numara - 16 numara (en büyüğü).



   İğneler kumaşın deliklerinden kolayca, delikleri büyütmeden ve acayıp sesler çıkarmadan geçmeli. Örnek olarak şu tablo verilebilir:
etamin
evenweave kumaşı
iğne numarası:
6 ct
-
no: 16
8 ct
-
no: 16 veya 18
11 ct
22-25 ct
no: 22
14 ct
27-28 ct
no: 24 veya 26
16 ct
32 ct
no: 26
18 ct
36 ct
no: 26
20 ct
36 ct üstü
no: 28
hardanger 22 kumaşı
no: 28

   İşlediğiniz projede aynı zamanda tek veya birkaç iğne kullanabilirsiniz. Ben genelde birkaç iğne iplikle farklı köşelerden başladığım için o an kullanmadığım bütün iğneleri kumaşın bir kenarına tutuşturuyor, ipliği onun üstüne sarıyorum. Ama internette rastladığım ilginç bir obje varmış – “needle minder” ve "needle nanny" diye bir şey. 
needle minder
needle nanny

Anladığım kadarıyla, iki yassı mıknatıs kumaşın iki tarafından birbirine yapışıyor. Bizim gördüğümüz tarafta da mıknatısın üzerinde güzel desenli broş gibi bir şey var. Kullanmadığımız iğneleri bu “broş”un üzerinde bırakıyormuşuz, sonra da düşen iğne arama derdi olmuyormuş. Kullanılan mıknatıslar da öyle güçlüymüş ki nakış makasını bile tutabiliyormuş. (Şimdi kendim için nakışlı, daha doğrusu blackwork’lu bir tane yapmayı düşünüyorum, bakalım becerebilecek miyim;) )

11 Aralık 2011 Pazar

Blackwork sampler'in işlenmesi bitti


 ... ama bir de dikimi vardır, ve burada ben düzgün yapamayacağım diye bir takıldım... bir türlü nasıl yapacağımı bilemiyorum. Halbuki makas zarfının içine koyacağım kumaşı bile buldum - resimdeki çiçek desenli gri parça. ;) Gerçi makasımın "kösteği" (scissors fob) hazır, ama onu da dikmek bir hayli zor olmuş - gözlerim meğerse bayağı bozukmuş, körü körüne, doğru dürüst bir şey görmeden diktim. İkisi de hazır olunca resmini koyacağım. Bir de eşimin geçenlerde Ulus'ta bir işi vardı, bana bir küçük makas daha almış. Gene gri, titanyum kaplı dikiş-nakış makası, ama bu seferkinin ucu düz. Şimdi buna da bir "köstek" lâzım... ;)

4 Aralık 2011 Pazar

   Bir aydır buralardayım ama canım çok sıkkındı - sadece takip ettiğim bloglara göz atmak için uğruyordum. Ne bir şeyler yapmak, ne de bir şeyler yazmak istedi canım... Çocuklarımız gibi sevdiğimiz tüylü bebeklerden, kedilerimizden bir tanesi bizi çok erken bir yaşta terketti. Bir buçuk yaşındaki yakışıklı kara oğlum Mişka bir gece her zamanki gibi dışarı gezmeye çıktı ve bir daha dönmedi. Ertesi gün kapıcıdan öğrendiğimiz gibi bir araba altında kalarak can vermiş... Evde hayvan beslemeyen arkadaşlar anlamaz kolay kolay, ama ben bir çocuğumu kaybetmiş gibi hissediyorum kendimi... Eşim de öyle... Evin her tarafı da onun hatıralarıyla dolu... Allah'tan 3 tüylü bebeğimiz daha var da onlarla uğraşırken biraz geri planda kalıyor bu acı. Onlar da sanki hissetmişler, farklı davranıyorlar... Kedilerimiz özgür olacak, istediklerinde dışarı çıkıp dolaşacaklar diye düşündüğümüzde başlarına kötü şeylerin gelme ihtimalini asla unutmuyorduk, ama korkulan gerçek olunca zor atlatılıyormuş... Ve biz kendi gözlerimizle görmediğimiz için, bebeğimizi gömemediğimiz için bir yandan acı çekiyoruz, öte yandan hayatta olup sadece dişiler peşinde bir yerlerde gezdiğini ve bir gün eve döneceğini umuyoruz...

Sampler'e o zamandan beri hiç dokunmadım, içimden gelmiyor. Fakat iki hafta önce yavaş yavaş başka bir projeye başladım - blackwork denen nakış türünü deniyorum. İşlediğim parça da bir nevi "sampler" olacak, çünkü aynı kumaş üzerine farklı farklı desenler işliyorum. Sonuç da beklediğimden güzel oluyor... Fotoğrafı yarın gündüz ışığıyla çekip koyacağım.

    Her yeni desene ilk başladığımda biraz garip, hatta biraz çirkin duruyor. Ama desen büyüdükçe güzelliği de ortaya çıkıyor. Fakat bu blackwork işi sabırsızlar için değildir kesinlikle, çok yavaş ilerliyor... çok sabır gerektiriyor... Ama bana göre, sonuca bakılırsa (ki bu daha bitmemiş hali) sabretmeye değermiş...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...