Nakış Dergileri

13 Mart 2011 Pazar

Kurdela çiçeği (Chlorophytum comosum)

Aslında ev bitkileri ve balkon/teras bitkileri çoğu zaman farklıdır, fakat ben evdekilerini ilkbaharda terasın üstü kapalı tarafına atıp sonbahara kadar orada tuttuğumdan olsa gerek çok da fazla öyle ayrım yap(a)mıyorum. Evimin ve hâliyle terasımın “demirbaş”larından kurdela, telgraf çiçeği ve aşkmerdiveni çoook uzun zamandır bizimle yaşıyorlar. Hepsinin de artık Allah bilir kaçıncı neslidir. Bana göre, üçü de yeni başlayanlar için idealdir, çünkü öldürülmeleri neredeyse imkânsız, bakımı ve gerektiğinde çoğaltılmaları da çok kolaydır.
Kurdela çiçeği (Chlorophytum comosum)birkaç türü olan en popüler ev bitkisidir, galiba. 15 sene önce evimize ilk gelen yeşil yaratık oydu. İlk “bahçıvanlık” denemelerimi de onun üzerinde yapmıştım. Kurdelayı mutlu etmek için yapmanız gereken sadece bunlar:

-   hafif gölgeli (idealde, sabahları ya da akşamları 1-2 saat güneş gören) bir yer,
-   hafif, geçirgen toprak (ben yapı marketlerinden çok amaçlı toprak alıyorum), ilkbaharda değişmesi gerekir,

-   arada bir bol sulama (sulamalar arasında toprak hafif kurumalı, ilkbahardan sonbahara kadar neredeyse her sulamayla biraz da bitki besininden ekliyorum),

-   bazen üşenmeyip de ona duş yaptırırsanız harika olur.

Bu arada: Ben kurdelamı terasa baharın başında atıyorum, yeter ki gece hava ısısı sıfırın altına düşmesin. Sonbaharda da geceleri ısı sıfıra düşmeden içeri almıyorum.

Bu kadar işte.

İlkbaharda toprak değiştirmek için kurdelamı baş aşağı edip eski saksısından çıkarıyorum, genelde kökü bütün saksıyı kaplamış ve toprağı “yemiş” oluyor. Üzerindeki toprakları fazla dökmeden, kurdelamın kökünü bıçakla ortadan 2 parça halinde kesiyorum. Eski saksıyı iyice cifleyip duruladıktan sonra alt kısma biraz strafor köpüğü koyuyorum (2-3 santimlik katman, ufak parçalar halinde – bunlar çakıl taşları yerine geçiyor), üzerine bir katman taze toprak ve bitkinin yarısını üstüne oturtup saksının kalanını taze toprakla dolduruyorum. Diğer yarısı için de aynı işlemi uyguluyorum. Can suyunu verdikten sonra da 1-2 haftalığına gölgede bırakıyorum, hiç güneşe çıkarmıyorum. Bu süre içinde besin de kullanmıyorum – “yaralanmış” kökleri hemen beslemeye başlarsanız daha kolay çürüyebilirler.

Ha! Eğer kurdelayı bölmek istemezseniz, sadece daha büyük bir saksı seçin. Saksı ne kadar büyük olursa, çiçeğin boyutları da o kadar büyük olur yazın sonuna doğru.

Dalların her tarafından sarkan “yavrularını” da kolayca köklendiriyorum. Ya hiç dalından kesmeden yavruyu toprağa hafifçe gömüyorum, birkaç hafta sonra da artık gereksiz olan “göbek bağını” kesip, köklenmiş yavruyu başka bir saksıya alıyorum. Ya da ılık suda yavruların köklerini vermesini bekliyorum ve haydi yeni saksılara…  Bu arada toprak değiştirme ve yavruları köklendirme ilkbahardan sonbahara kadar (ve evin sıcak ortamında kışın bile) yapılabilir.

Şimdiye kadar birkaç kere terasıma saldıran haşaratla ve hastalıklarla uğraşmak zorunda kaldım, fakat hiçbirinde kurdelam etkilenmedi. Yani, bitmiş, sinekmiş, küfmüş,.. hepsi de kurdelayı görmezden geliyor.

Burada benimkilerin 2010 hali (üsttekiler yeni köklenmiş yavrular, alttakiler - anaç kurdela çiçeklerim), bu sene henüz bakımını yapmadım.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...